In July, President Erdoğan addressed CHP Chairman Özgür Özel, saying, 'If you want to benefit retirees, instruct your municipalities to pay their accumulated debts to the Social Security Institution (SGK).' Shortly after, the Ministry of Labor and Social Security announced that it had sent notices via SGK to all indebted municipalities. Despite intense opposition criticism and the fact that most of these debts date back to when the municipalities were under AKP control, and despite the opposition labeling this move a 'financial coup,' the government has expressed its determination to persist with this course of action at various intervals.Shortly after these statements, on July 30, foreclosure proceedings were initiated against the Mersin Metropolitan Municipality. The first response to this decision came from Mersin Metropolitan Mayor Vahap Seçer: 'Naturally, the municipalities taken over in 2019 had a debt burden.7 We must not overlook SGK debts among these debt items. When we add SGK debts, tax debts, bank debts, and debts to companies and tradesmen for goods and services, each municipality took on a significant debt burden in 2019.' Seçer also noted that 411 municipalities are governed by the CHP, and when municipalities managed by other opposition parties are included, a significant portion of the population lives in municipalities governed by opposition parties. He stated that this practice was aimed at causing difficulties for these municipalities.CHP Deputy Chairman Gökhan Zeybek added that in 2024, the 100 municipalities with the highest population that transitioned from AKP and MHP to CHP control had inherited 9.8 billion Lira in tax debt and 20 billion Lira in SGK debt and that the government was attempting to pit CHP against retirees and minimum wage earners through this method. Ankara Metropolitan Mayor Mansur Yavaş also reacted to this practice, stating that ABB is owed 1.325 billion Lira from the Ministry of Environment and approximately 172 million Lira from Treasury sales, and he invited the government to 'settle accounts'.In the previous bulletin, we mentioned that the government had opened a new front against municipalities and mayors governed by opposition parties over SGK debts. Just a few weeks later, the AKP government promptly took action and initiated foreclosure proceedings against the Mersin Metropolitan Municipality. Another new front opened against opposition municipalities is the amendment to the Animal Protection Law, passed with AKP and MHP votes, which foresees prison sentences for mayors who fail to round up stray animals in shelters and do not fulfill their obligations. It appears that in the coming months, the AKP government will tighten its grip on opposition municipalities, using propaganda about their failures to manage debt and collect stray animals.As a result, the service capacity of the opposition's indebted municipalities will decline, and some mayors might even be sent to prison for not fulfilling their 'obligations' regarding stray animals. While this may seem speculative, it wouldn’t be surprising if, after a citizen is killed in a stray dog attack or dies while fleeing from a stray dog and getting hit by a car, an investigation is launched, and the mayor of that city, if from the opposition, is sent to prison once the incident goes viral on social media. However, seeing a similar situation for an AKP-affiliated mayor would likely only happen in a work of fiction!"Turkey’s recent political history shows us that the AKP government often introduces seemingly 'general' and 'objective' regulations, only to later subject them to a 'special' and 'subjective' process of application and evaluation. As the Freedom Research Association, we will be closely monitoring the foreclosure proceedings initiated against municipalities and will regularly share the data we collect with our readers. Nevertheless, we can already predict that, driven by partisan motivations, the municipalities subjected to these proceedings will, in their entirety or overwhelming majority, be those governed by the opposition.

The Freedom Observer

Turkey’s recent political history shows us that the AKP government often introduces seemingly 'general' and 'objective' regulations, only to later subject them to a 'special' and 'subjective' process of application and evaluation.

Foreclosures Against Opposition Municipalities

Cumhurbaşkanı Erdoğan temmuz ayında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e seslenerek “Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin, belediyeleriniz SGK’ye olan birikmiş borçlarını ödesin” demiş ve hemen ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının SGK aracılığıyla tüm borçlu belediyelere bildirimlerini gönderdiğini açıklamıştı. Muhalefetin yoğun tepkisine, borçların çoğunun AKP’nin söz konusu belediyeleri yönettiği zamandan olduğunu belirtmesine ve bu eylemi bir “malî darbe” olarak nitelendirmesine rağmen hükümet belli aralıklarla bu konuda ısrarcı olacağını çeşitli mecralarda dile getirdi.Bu açıklamalar üzerinden çok geçmeden, 30 Temmuz’da Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne haciz işlemleri başlatıldı. Bu karara ilk tepki Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’den geldi: “Doğal olarak da 2019’da teslim alınan belediyelerde bir borç yükü vardı. Sadece borç kalemleri içerisinde SGK’yı da görmemek lazım. Biz SGK borçları, maliye borçları, banka borçları, mal ve hizmet alımındaki şirketlere, esnaflara olan borçları kattığımız zaman her bir belediye 2019’da ciddi bir borç yükünü aldı.”[7] Seçer ayrıca 411 belediyenin CHP tarafından yönetildiğini, diğer muhalif partilerin de belediyeleri katıldığında nüfusun önemli bir kısmının yaşadığı belediyelerin muhalif partiler tarafından yönetildiğini ve bu uygulamanın onları sıkıntıya sokmak için yapılan bir uygulama olduğunu ifade etti. CHP Genel Başkan Yardımcı Gökhan Zeybek ise 2024’te AKP ve MHP’den CHP’ye geçen nüfusu en yüksek 100 belediyenin 9,8 milyar liralık vergi ve 20 milyar liralık SGK borcu ile birlikte devraldıklarını ve hükümetin emekliler ve asgari ücretlilerle CHP’yi bu yolla karşı karşıya getirmeye çalıştığını dile getirdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da bu uygulamaya tepki gösterdi. Yavaş, ABB’nin Çevre Bakanlığı’ndan 1 milyar 325 milyon, Hazine satışlarından da yaklaşık 172 milyon lira alacağı olduğunu söyleyerek hükümeti “mahsuplaşmaya” davet etti.Bir önceki bültende hükümetin SGK borçları üzerinden muhalefet partileri tarafından yönetilen belediyelere ve belediye başkanlarına yeni bir cephe açtığını ifade etmiştik. Daha üzerinden birkaç hafta geçmeden AKP hükümeti derhal harekete geçti ve Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne haciz işlemlerini başlattı. Muhalif belediyelere açılan bir diğer yeni cephe de sokak hayvanlarını barınaklarda toplamayan ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen belediye başkanlarına hapis cezası verilmesini öngören Hayvanları Koruma Kanunu’nda AKP ve MHP oylarıyla yapılan değişiklik oldu. Görünen o ki, önümüzdeki aylarda AKP hükümeti hem muhalif belediyelerin borçları hem de sokak hayvanlarının toplatılması konularında yetersiz kaldıkları propagandası ile muhalif belediyeleri kıskaca alacak. Böylece muhalefetin borçlu belediyelerinin hizmet kapasitesi düşecek ve belki bazı belediye başkanları sokak hayvanları ile ilgili “yükümlülüklerini” yerine getirmedikleri için cezaevine gönderilecek. Spekülasyon olabilir fakat bir sokak köpeği saldırısı sonucunda veya sokak köpeğinden kaçarken otomobil altında kalarak hayatını kaybeden bir vatandaş olduğunda ve bu görüntüler sosyal medyada viral olduğunda o şehrin muhalif belediye başkanına soruşturma açılması ve hapse girmesi de çok şaşırtıcı olmaz. Benzer bir durumu AKP’li bir belediye başkanı için ise ancak bir kurgusal metinde görebiliriz!&nbsp;Türkiye’nin yakın siyasî tarihi bize AKP iktidarının birçok konuda görünürde “genel” ve “objektif” düzenlemeler koyup sonra onları “özel” ve “subjektif” bir uygulama ve değerlendirme sürecine tabi kıldığını gösteriyor. Biz Özgürlük Araştırmaları Derneği olarak belediyelere başlatılan haciz işlemlerinin takipçisi olup topladığımız verileri belli aralıklarla okuyucularımızla paylaşacağız. Yine de, partizan motivasyonla başlatılan bu sürecin sonunda haciz işlemi başlatılan belediyelerin tamamının ya da ezici çoğunluğunun muhalefet tarafından yönetilen belediyeler olacağını şimdiden ön görebiliyoruz.

Özgürlük Gündemi

Türkiye’nin yakın siyasî tarihi bize AKP iktidarının birçok konuda görünürde “genel” ve “objektif” düzenlemeler koyup sonra onları “özel” ve “subjektif” bir uygulama ve değerlendirme sürecine tabi kıldığını gösteriyor.

Muhalif Belediyelere Haciz İşlemleri Başladı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yönettiği bir zoom toplantısının 14 dakika 39 saniyelik <a fr-original-style="" href="https://t24.com.tr/amp/haber/imamoglu-baskanligindaki-toplantinin-videosu-sizdirildi-gundem-kilicdaroglu-na-karsi-parti-meclisi-toplantisi-ve-olaganustu-kurultay,1120794" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">kaydı sızdırıldı</a>. Sızdırılan bölümde toplantıya İmamoğlu'nun başkanlık ettiği, toplantının henüz başladığı anlaşılıyor. Toplantıda "Toplanan imzalarla olağanüstü Parti Meclisi toplantısı yapılabilir mi? Alternatif bir kurultay süreci olabilir mi? buna dair bir zemin var mı?" konuları konuşuluyor.&nbsp;Ne diyor?&nbsp;Toplantıyı başlatan İmamoğlu "Birkaç hususta ilk planlamamızı yapmıştık aslında. Hem bu Parti Meclisi süreciyle ilgili bir zemin oluşturmaya dönük bir kararlılık göstermiştik. Bunun da özellikle örgütün görevden almalar sürecine dair bir hazırlık olacaktı. İkincisi yine bu özellik ile alternatif bir olağanüstü kurultay süreci olabilir mi olgunlaşabilir mi buna dair bir zemin var mı? Elimizdeki veriler üzerinden bir heyet konuşulmuştu. Ardından da önümüzdeki günlere dair hem mahalle seçimleri nasıl bir akışla gidiyor. Sonrasındaki genel kurullara kongrelere dair var mı ön tespiti olan biraz da ona bakmak lazım. Nasıl bir zemin geliyor diye tartışalım. Bu şekilde sonlandıralım."&nbsp;ifadelerini kullanıyor.&nbsp;Toplantıya katılanlar:&nbsp;Kayıtta toplantıya Grup Başkanı Özgür Özel, Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, eski CHP Grup Başkanvekili ve eski İstanbul Milletvekili Engin Altay, Parti Meclisi (PM) üyeleri Tekin Bingöl, Onursal Adıgüzel ve Bülent Tezcan’ın katıldığı görülüyor.Olağanüstü toplantı için dilekçe: PM'yi olağanüstü toplantıya çağırmak için verilmesi planlanan dilekçenin değerlendirildiği toplantıda bu dilekçeyi şimdiye kadar Bülent Tezcan, Tekin Bingöl, Gökhan Zeybek, Hasan Baltacı, Umut Akdoğan, Hakan Uyanık ve Erbil Aydınlık’ın imzaladığı, Selin Sayek Böke, Onursal Adıgüzel, Sevgi Kılıç, Pınar Uzun, Turan Aydoğan, Muharrem Erkek, Hakkı Süha Okay, Yaşar Selman'ın imzalamasının beklendiği ifade ediliyor.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Neden tartışma yarattı?&nbsp;</h2>2023 Seçimleri'nde muhalefetin adayı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı seçimi kaybetmesinin ardından CHP içinde bir "değişim" tartışması başlamıştı. Ana muhalefet partisi olan CHP'nin içinde bir grup, "artık değişim gerekiyor" derken bir grup ise "gereken değişimin, zamanı geldiğinde olacağını" savunuyordu.&nbsp;Bu tartışmalarda "değişim" çağrısını yüksek sesle dile getirenlerden biri de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu&nbsp;oldu. Siyasi yasak ile cezalandırıldığı YSK'ya hakaret davasından bu yana Kılıçdaroğlu ile bir dargın bir barışık olduğu konuşulan, seçim sürecinde Kılıçdaroğlu ile "baba-oğul" imajı çizen; ancak hem CHP'de hem de siyasette gelecek için adı en sık anılan isimlerden biri olan İmamoğlu'nun seçmendeki bu karşılığı nedeniyle Kılıçdaroğlu ile kimi zaman çatıştığı da biliniyordu. Çatışmanın tek nedeni bu değil, zira İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin duruşu, politikaları ve tavrına yönelik de kimi zaman farklı fikirlere sahip oldukları biliniyor. &nbsp;Bu nedenle CHP içinde bir değişim olması hâlinde başkanlığa gelmesi beklenen en muhtemel isimlerden birinin İmamoğlu olduğu &nbsp;ifade ediliyor. Tüm bu nedenlerle İmamoğlu'nun CHP içinde olağanüstü bir parti meclisi toplantısına dair yaptığı konuşma, değişim çağrılarının karşılık bulup bulamayacağına ilişkin tartışmalar başlattı. Kimi isimler ise İmamoğlu'nu Kılıçdaroğlu'na ihanetle suçladı.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Kim, ne dedi?</h2>Videonun ardından&nbsp;İmamoğlu, yaptığı ilk açıklamada "Partinin mevzuları partililerle konuşulur. Partinin yöneticileriyle, Parti Meclisi üyeleriyle konuşulur. Eski yeni milletvekilleriyle konuşulur, ilçe başkanlarıyla konuşulur. Bundan daha doğal bir şey yoktur. Bunların gizli bir tarafı yok" ifadelerini kullandı. Bir gazetecinin videonun sızdırılmasına ilişkin sorusuna ise İmamoğlu "Parti içinden mi, değil mi araştıracağız, bakacağız" yanıtını verdi.Toplantının katılımcılarından olan&nbsp;Bülent Tezcan, söz konusu toplantıdan bir kesiti "darbe girişimi", "ihanet" diye sızdırılmasına ilişkin&nbsp;"Bir endişemiz yok yaptığımız utanılacak bir şey değil. Benim arzum CHP’nin kurumsal olarak merkez yönetimi bu dilin ve ifadenin bir parçası olmamalı" dedi.Toplantının bir diğer katılımcısı Engin Altay da "Bu tip toplantılar sürekli yapılıyor, normal. Sızdırılması enteresan" dedi.CHP Sözcüsü Faik Öztrak ise konuya ilişkin açıklamasında&nbsp;"Partimizin geleneklerine uymayan, hiyerarşisini dikkate almayan toplantıları doğru bulmuyoruz"&nbsp;dedi.T24'ten Eray Görgülü'nün haberine göre; CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında bazı üyeler, zoom toplantısında yer alan CHP Grup Başkanı Özgür Özel ile Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’dan istifalarının istenmesi gerektiğini dile getirdi. İki ismin istifa etmemesi hâlinde ise CHP Meclis grubunda “güvensizlik oylaması”nın gündeme gelebileceği belirtildi.

Aposto Gündem

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yönettiği bir zoom toplantısının 15 dakikalık bir bölümü sızdırıldı. Videonun ardından İmamoğlu ve toplantıya katılanlar hem eleştirildi, hem desteklendi.

Gökhan Zeybek ile ilgili hikayeler